Your prejudices are showing.
- Önyargılarınız gösteriyor.
We should not be influenced in our decisions by our prejudices.
- Kararlarımızda önyargılarımızdan etkilenmemeliyiz.
He was prejudiced against women drivers.
- Kadın sürücülere karşı önyargılıydı.
I don't have a prejudice against foreign workers.
- Yabancı işçilere karşı bir önyargım yok.
Tom seems to be biased.
- Tom önyargılı görünüyor.
This is a biased article.
- Bu önyargılı bir makale.