The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
- Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
There are no common properties shared by all games.
- Tüm oyunlar tarafından paylaşılan ortak özellikler yoktur.
She believes that jade has medicinal properties.
- O, yeşim taşının tıbbi özellikleri olduğuna inanmaktadır.
Kate has very good features.
- Kate'in çok güzel özellikleri var.
Can you tell us about some of the natural features of that area?
- O bölgenin doğal özelliklerinin bazılarından bahsedebilir misiniz?
These are characteristics of the spoken language.
- Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Kate has very good features.
- Kate'in çok güzel özellikleri var.
Because of its origins, Canadian English has features of both American and British English.
- Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.
Superconductivity is a physical property.
- Süperiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
Superconductivity is a physical property.
- Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
The Japanese language has many distinctive characteristics.
- Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var.
These are characteristics of the spoken language.
- Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
I want specific information.
- Özellikli bilgi istiyorum.
These are characteristics of the spoken language.
- Bunlar, konuşulan dilin özellikleridir.
The botanist carefully recorded the morphological characteristics of the trees.
- Botanikçi dikkatle ağaçların morfolojik özellikleri kaydetti.
Japan has many distinctive traits.
- Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
- Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
I want to emphasize this point in particular.
- Ben özellikle bu konuyu vurgulamak istiyorum.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
Specifications and price are subject to change.
- Teknik özellikler ve fiyat değişebilir.
Tom wasn't feeling particularly talkative.
- Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.
I'm not particularly keen on this kind of music.
- Bu tür müziğe özellikle düşkün değilim.
It is important to pay special attention to your love life.
- Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
Can you tell us about some of the natural features of that area?
- O bölgenin doğal özelliklerinin bazılarından bahsedebilir misiniz?
Kate has very good features.
- Kate'in çok güzel özellikleri var.