a group having a particular allegiance in a conflict or competition

listen to the pronunciation of a group having a particular allegiance in a conflict or competition
İngilizce - Türkçe

a group having a particular allegiance in a conflict or competition teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

side
{i} kenar

Kenara çekin, lütfen. - Pull over to the side, please.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Hakem, tenis kortunun yan tarafında yüksek bir sandalyede oturuyor. - The umpire sits in a high chair at the side of the court.

Onun yan tarafında bir ağrısı var. - He has a pain in his side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim. - I just discovered the dark side of Tatoeba.

Hayata her zaman olumlu yönden bak. - Always look on the bright side of life.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
İngilizce - İngilizce
side
a group having a particular allegiance in a conflict or competition

    Heceleme

    a group ha·ving a par·ti·cu·lar al·le·giance in a con·flict or com·pe·ti·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    ı grup hävîng ı pırtîkyılır ılicıns în ı kınflîkt ır kämpıtîşın

    Telaffuz

    /ə ˈgro͞op ˈhavəɴɢ ə pərˈtəkyələr əˈlēʤəns ən ə kənˈfləkt ər ˌkämpəˈtəsʜən/ /ə ˈɡruːp ˈhævɪŋ ə pɜrˈtɪkjəlɜr əˈliːʤəns ɪn ə kənˈflɪkt ɜr ˌkɑːmpəˈtɪʃən/