Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir. - If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.

Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi. - The social worker was asked to follow up the information about the Stevenson family.

Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi. - The tourist information center gave a city map to whoever asked it.

Turizm danışma bürosu nerede? - Where is the tourist information office?

Senin için bazı haberlerim var. - I have some information for you.

Elektronik haber medya temel bilgi kaynağımızdır. - Electronic news media is our primary source of information.

Yeterince malumatımız yok. - We don't have enough information.

Onlara haber vermedim. - I didn't inform them.

Neden haberdar edilmedim? - Why wasn't I informed?

Özellikli bilgi istiyorum. - I want specific information.

Bununla ilgili öğretmenini bilgilendirdin mi? - Did you inform your teacher of this?

Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu. - Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.