Tom'un sabrına hayran olmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help but admire Tom's perseverance.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- You can't do anything other than admire his courage.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Kendisi en hayran olduğum romancıdır.
- He is the novelist whom I admire most.
Bir aptal her zaman kendisine hayran olacak daha büyük bir aptal bulur.
- A fool always finds a greater fool to admire him.
Mary gizli bir hayranından bir not aldı.
- Mary received a note from a secret admirer.
Anne'in birçok hayranları var.
- Anne has many admirers.
Ben onun yeni arabasına hayran oluyordum.
- I was admiring his new car.
Ona hayran olmak elimde değildi.
- I couldn't help admiring him.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Seni her zaman çok takdir ettim.
- I've always admired you a lot.
Tom hayranlıkla gülümsedi.
- Tom smiled admiringly.
Tom hayranlıkla izledi.
- Tom watched admiringly.
The poor fellow, admiring how he came there, was served in state all day long .
... the town has one of the most admire believe a milestone central anatolia the ...
... it is unquestionably the best way to admire the lavished scenery where mother ...