We had to call the locksmith.
- Anahtarcıyı aramak zorundaydık.
John took a key out of his pocket.
- John cebinden bir anahtar çıkardı.
How many keys? asked Pepperberg.
- Kaç tane anahtar? Pepperberg sordu.
She groped for the light switch in the dark.
- Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını aradı.
I felt for the light switch in the dark.
- Ben karanlıkta lamba anahtarını hissettim.
Tom sneaked up behind the guard and clobbered him with a monkey wrench.
- Tom korumanın arkasına sinsice yaklaştı ve onu İngiliz anahtarıyla dövdü.
A wrench is a commonly used tool.
- Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.