ödünç almak

listen to the pronunciation of ödünç almak
التركية - الإنجليزية
borrow

Tom wants to borrow your car. - Tom arabanı ödünç almak istiyorum.

One way to get money was to borrow it. - Para almanın bir yolu onu ödünç almaktı.

to borrow

Tom wants to borrow your car. - Tom arabanı ödünç almak istiyorum.

Whose bicycle did you want to borrow? - Kimin bisikletini ödünç almak istedin?

take on loan
raise a loan
borrow from
barrowed
ödünç alma
borrowing

Is there any chance of my borrowing your typewriter? - Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?

Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult. - Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.

ödünç alma
(Ticaret) debt raised
ödünç alma
(Ticaret) borrow

You shouldn't have borrowed Tom's car. - Tom'un arabasını ödünç almamalıydın.

Tom wants to borrow your car. - Tom arabanı ödünç almak istiyorum.

ödünç al
borrow

I borrowed the dictionary from my friend. - Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.

Could I borrow your car? - Arabanı ödünç alabilir miyim?

ödünç al
{f} borrowed

I borrowed this comic from his sister. - Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.

She borrowed the book from him. - Kitabı ondan ödünç aldı.

ödünç al
borrowing

A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it. - Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.

Do you remember borrowing his book? - Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?

ödünç alma
loan
التركية - التركية
iktibas etmek
(Osmanlı Dönemi) İKTİBAS
Ödünç alma
iktibas