öldür

listen to the pronunciation of öldür
التركية - الإنجليزية
{f} killing

Tom admitted killing Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

Tom confessed to killing Mary. - Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.

{f} slaughter

I will send my army to take the city and slaughter every single person there. - Kenti alıp oradaki her bir kişiyi öldürmek için ordumu göndereceğim.

kill

Every day they killed a llama to make the Sun God happy. - Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday. - Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

bump off
{f} murder

That man is on trial for the murder of a little girl. - O adam küçük bir kızın öldürülmesinden dolayı yargılanıyor.

Tom and Mary attempted to murder John. - Tom ve Mary John'u öldürme girişiminde bulundular.

bumpoff
öl
{f} deceased

A monument has been erected to the memory of the deceased. - Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

A monument was erected in memory of the deceased. - Ölenin anısına bir anıt dikildi.

öl
pass away

The patient may pass away at any moment. - Hasta herhangi bir anda ölebilir.

We won't let you pass away. - Ölmene izin vermeyeceğiz.

öl
{f} dying

People living in this area are dying because of the lack of water. - Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

Thousands of soldiers and civilians were dying. - Binlerce asker ve sivil ölüyorlardı.

öl
{f} die

My father died of cancer. - Babam kanserden öldü.

Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday. - Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

öl
decease

Fadil was found deceased in his apartment. - Fadıl evinde ölü bulundu.

The Emperor prayed for the souls of the deceased. - İmparator ölülerin ruhları için dua etti.

öl
perish

My whole family perished in the fire. - Benim bütün ailem yangında öldü.

All they that take the sword shall perish with the sword. - Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

öl
died

Dalida died from an overdose of sleeping pills. - Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.

Marilyn Monroe died 33 years ago. - Marilyn Monroe, 33 yıl önce öldü.

التركية - التركية

تعريف öldür في التركية التركية القاموس.

öl
ıslaklık, nem
öl
Toprağın nemi
öl
Toprağın nemi, yaşlık, höl