O, bir günlük tutardı, ama artık tutmuyor.
- She used to keep a diary, but she no longer does.
Tom Fransızca bir günlük tutuyor.
- Tom keeps a diary in French.
Bir günlük tutuyor musunuz?
- Do you keep a journal?
Bir günlük tutmaya başladım.
- I've started keeping a journal.
Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.
- I hope to be a journalist.
O, gazetecilikte büyük bir adamdır.
- He is a big man in journalism.