a dealing with spirits, enchantment

listen to the pronunciation of a dealing with spirits, enchantment
الإنجليزية - التركية

تعريف a dealing with spirits, enchantment في الإنجليزية التركية القاموس.

magic
sihirbazlık

Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim. - I was aware of the trick in this magic.

Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı. - The magic show was awesome today.

magic
büyü

Her lamba büyülü değildir. - Not every lamp is magic.

Ona büyü yapacağım ve bir kurbağaya çevireceğim. - I'll use magic on him and turn him into a frog.

magic
sihir

Bu sihirbazlıktaki hileyi fark ettim. - I was aware of the trick in this magic.

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

magic
{i} büyücülük
magic
sihirle ilgili
magic
büyülü

Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı. - Kissing her was a magical, unforgettable moment.

Narnia'nın büyülü dünyasına hoş geldiniz. - Welcome to the magical world of Narnia.

magic
sihirli

Tom birkaç sihirli hileler bilir. - Tom knows a few magic tricks.

Pek çok eğlenceli sihirli hileler bilir. - He knows many amusing magic tricks.

magic
büyücülükte kullanılan
magic
büyülü magic mirror bakılınca gaipten haber veren ayna
magic
gözbağı
magic
magic wand sihirli değnek
magic
gözbağcılık
magic
black magic cin ve şeytanlar aracılığıyl
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} magic