O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Balıklar bugün ısırmıyorlar.
- The fish aren't biting today.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Burada balık tutmak yasak.
- Fishing is not allowed here.
Benimle balık avlamaya gel.
- Come fishing with me.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
- Do you go fishing on the lakes?
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
- The politician is as slippery as an eel!
Suda bir yılan balığı var.
- There is an eel in the water.