Benim onun kitaplığına erişimim var.
- I have access to his library.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Bana kayıtlarına giriş izni verdi.
- She gave me access to her records.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Tabii ki Başbakan'a erişmek zordur.
- Of course it's difficult to gain access to the Prime Minister.
Dağın zirvesine erişmek zordur.
- Access to the mountaintop is difficult.
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç
- Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Şehre demir yolu ile erişilebilir.
- The town is accessible by rail.
... for middle-class Americans offer every American access to an automatic ...
... to double access to electricity and help and ...