cinayetleri

listen to the pronunciation of cinayetleri
التركية - الإنجليزية
slayings
cinayet
homicide

The U.S. gun homicide rate is 15 times higher than other populous, high income countries. - ABD silahlı cinayet oranı diğer yoğun nüfuslu, yüksek gelirli ülkelere göre 15 kat daha yüksektir.

Homicide is punishable by death. - Cinayet ölümle cezalandırılabilir.

cinayet
(Hukuk) murder

He witnessed the murder. - O cinayete tanıklık etti.

He was accused of murder. - O cinayetle suçlandı.

cinayet
{i} killing

Most of Alexander Pichushkin's killings took place in Moscow's Bitsa Park between 1992 and 2006. - Aleksandr Piçuşkin'in cinayetlerinin çoğu 1992 ve 2006 yılları arasında Moskova'daki Bitsa Parkı'nda gerçekleşti.

The police found two crushed mobile phones in a trash can near the site of the killings and are attempting to exploit the data contained in them. - Polis cinayetlerin bulunduğu yere yakın bir çöp kutusunda ezilmiş iki cep telefonu buldu ve onların içerdikleri veriyi kullanmaya çalışıyor.

cinayet
felon
cinayet
assassination
cinayet
{s} criminal

Tom was arrested as a suspect in a criminal case. - Tom bir cinayet davasında bir şüpheli olarak tutuklandı.

Murder and robbery are criminal acts. - Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

cinayet
enormity
cinayet
crime

Murder is a wicked crime. - Cinayet kötü bir suçtur.

I believe he is not guilty of the crime. - Cinayetle ilgili suçlu olduğuna inanmıyorum.

cinayet
serious crime
cinayet
murder, homicide
cinayet
murder, crime, homicide, assassination
cinayet
felony
التركية - التركية

تعريف cinayetleri في التركية التركية القاموس.

Cinayet
kıya
CİNAYET
(Osmanlı Dönemi) Adam öldürmek, katl. Bak: Câni
cinayet
Adam öldürme: "Cinayetlerin ve intiharların sebebi kudret ve imkân arasındaki dengesizliktir."- R. H. Karay
cinayet
Adam öldürme derecesinde ağır suç
cinayet
Adam öldürme
cinâyet
(Osmanlı Dönemi) birisini öldürmek, katl