Tom çorbayı karıştırdı.
- Tom stirred the soup.
Çayına süt koydu ve onu karıştırdı.
- He put milk into his tea and stirred it.
Subay askerlerinde cesaret uyandırdı.
- The officer aroused courage in his soldiers.
Sen benim ilgimi uyandırdın.
- You've aroused my interest.
Sen benim ilgimi uyandırdın.
- You've aroused my interest.
Subay askerlerinde cesaret uyandırdı.
- The officer aroused courage in his soldiers.