in addition

listen to the pronunciation of in addition
الإنجليزية - التركية
ek olarak

İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum. - I want to study German in addition to English.

Ek olarak beş dolar ödedim. - I paid five dollars in addition.

yanında
bundan başka
yanı sıra

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı. - In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.

Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır. - In addition to being a doctor, he is a writer.

fazladan
ayrıca

O mükemmel bir piyano çalıcı. Ayrıca, iyi bir şarkıcı ve iyi bir dansçı. - He is an excellent piano player. In addition, he is a good singer and a very good dancer.

Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim. - In addition, I have to interview a professor.

bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

ilaveten

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım. - I had to pay 5 dollars in addition.

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

Bir de, hem de, ek olarak, dahası
İlave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

ek te
hem de
üste

Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı. - It was cold, and in addition, it was windy.

yet
henüz

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi. - At that time, Mexico was not yet independent of Spain.

Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar. - Scientists haven't found a cure for cancer yet.

yet
sonunda

Sonunda soğuk algınlığın bitti mi? - Are you over your cold yet?

Sonunda gerçeği öğrenecek. - He is yet to know the truth.

in addition to
ek olarak

İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum. - I want to study German in addition to English.

Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir. - In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.

yet
conj. yine de
in addition that
üstelik
in addition to
yanında
in addition to
fazla olarak
in addition to
buna ek olarak
in addition to
-e ilaveten
in addition to
ekstradan
in addition to
ilave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

in addition to
bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

on top
(Bilgisayar) üstte

Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz? - May we always be on top and not at the bottom.

yet
şimdi

Şimdilik her şey yolunda gidiyor. - As yet, everything has been going well.

Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım. - I have not heard a word from him as yet.

yet
şu anda

Şu anda hiç planın var mı? - Do you have any plans yet?

Elvis'in şu anda yaşadığına inanıyorum. - I believe Elvis yet lives.

yet
oysaki
in addition to
e ek olarak
yet
daha

Tepenin üstüne ulaştığımızda rüzgar daha da sert esti. - The wind blew harder yet when we reached the top of the hill.

Hangi yöntemin daha iyi olduğunu henüz tartışmadık. - We have not yet discussed which method is better.

yet
şu tapta
yet
aynı zamanda
yet
yine de

Yine de gerçeği öğrenmek zorundayız. - We have yet to learn the truth.

Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu. - The sun was shining, yet it was cold.

in addition to
bunun yanısıra
on top
üst

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

yet
bununla beraber
ın addition
Buna ek

Buna ek olarak bir şeye ihtiyacın var mı? - Do you need anything in addition?

in addition to
-e ek olarak
in addition to
ilaveten

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

in addition to
ayrıca
in addition to
maada
yet
ama

Tom çoktan burada, ama Bill henüz gelmedi. - Tom's already here, but Bill hasn't come yet.

O gelmek için söz verdi, ama henüz dönmedi. - He promised to come, but hasn't turned up yet.

yet
ve yine
yet
(zarf) hâlâ, henüz, daha, şimdiye kadar, şimdiye dek, sonunda, hatta, yine de
yet
derhal
yet
ancak

John henüz gelmedi, ancak o gelirse, seni ararım. - John has not come yet, but when he does, I will call you.

Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.0'ı aşan beş sarsıntı sadece bu hafta Japonya sarstı, ancak bilim adamları beklenen en büyük artçının henüz vurmadığı konusunda uyarıyorlar. - Five tremors in excess of magnitude 5.0 on the Richter scale have shaken Japan just this week, but scientists are warning that the largest expected aftershock has yet to hit.

yet
not as yet henüz değil
الإنجليزية - الإنجليزية
also; as well; besides
on top
yet
also, on top of that
by way of addition; furthermore; "he serves additionally as the CEO"
in addition to
on top of, extra to
in addition to
besides
in addition

    الواصلة

    in ad·di·tion

    التركية النطق

    în ıdîşın

    المترادفات

    addedly, additionally

    النطق

    /ən əˈdəsʜən/ /ɪn əˈdɪʃən/

    رصف المشتركة

    in addition to, in addition that

    فيديوهات

    ... show you phones in a second as well. But before we do, I want to show you that in addition ...
    ... then in addition to some tough spending cuts, we've also got to make sure that the wealthy ...
المفضلات