kız kardeş

listen to the pronunciation of kız kardeş
التركية - الإنجليزية
sister

He introduced his sister to me. - O, bana kız kardeşini tanıttı.

Yesterday my sister went to Kobe. - Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.

sis

My sister likes sweets. - Kız kardeşim şekerleri sever.

These are my sister's magazines. - Bunlar benim kız kardeşimin dergileri.

kızkardeş
sister

My sister is suffering from a bad cold now. - Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.

I want to see your sister. - Kızkardeşini görmek istiyorum.

kızkardeş
sis

He called his sister, Mary. - O, kızkardeşi Mary'yi aradı.

I want to see your sister. - Kızkardeşini görmek istiyorum.

üvey kız kardeş
half sister
التركية - التركية
Bir kimsenin, kendinden küçük veya kendisiyle yaşıt olan bayan kardeşi. Kendinden büyük olana daha çok abla denir
eme
bacı
cice
şvester
Kızkardeş
abaş
Kızkardeş
(Hukuk) UHT
Kızkardeş
ama