sakın

listen to the pronunciation of sakın
التركية - الإنجليزية
Mind!, Beware!, Don't do it!; You dare!, Don't you dare!
Beware!/Take care!/Don't do it!/ Don't!: Sakın Bağırma! Mind you don't shout!
I do hope ...: Sakın onu kaybetmiş olmayasın! I do hope you haven't lost it! Sakın ona söylemiş olmayın! I do hope you haven't told him!
eschew
mind!
avoid

I swerved to avoid hitting a skunk. - Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.

Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head. - Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.

quiet
still

Beware of a silent dog and still water. - Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.

beware!

Beware of a silent dog and still water. - Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.

Beware the wolf in sheep's clothing. - Kuzu postuna bürünmüş kurttan sakının.

abstain

Tom was told to abstain from smoking and drinking. - Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.

{f} forborne
shun
forbore
{f} shunning
forbear
beware of

Beware of imitations. - Taklitlerinden sakının.

Beware of a silent dog and still water. - Sessiz bir köpekten ve durgun bir sudan sakının.

abstained
Sakın ha
a) Mind you don't! b) Don't you dare!
sakın ha
cave
sakın kalkışma
don't you dare to
dikkat! sakın!
cave
التركية - التركية
Yapmaktan çekin, çekinin, zinhar
Yapmaktan çekin, çekinin, zinhar: "Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız."- S. F. Abasıyanık
Korkulacak bir durum olmasın