Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Tom'un Fransızcası önemli oranda gelişti.
- Tom's French has improved significantly.
Bu önemli derecede farklı.
- This is significantly different.
Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
- Tom is doing significantly better.
Şekerli içeceklerin hiçbir besin değeri yoktur ve kilo almaya önemli ölçüde etki ederler.
- Sugary drinks have no nutritional value and contribute significantly to weight gain.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Onun önemli olabileceğini düşündüm.
- I thought it might be significant.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Üniversitedeki hayat anlamlıdır.
- The life in the university is significant.
Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
- As everyone knows, today is a very significant day for us.
... Will they be significantly different than the first 100 ...
... significantly behind. ...