Hepiniz benzer şekilde davranıyorsunuz.
- All of you behave similarly.
Modern köprüler şekil olarak benzer.
- Modern bridges are similar in shape.
Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.
- The climate of New Zealand is similar to that of Japan.
Etnik guruplar arasındaki bazı benzerlikler nedir?
- What are some similarities among ethnic groups?
Malezya dilinin Endonezya diliyle pek çok benzerlikleri vardır.
- Malay has many similarities with Indonesian.
Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
- A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
- Tom likes people similar to himself.
Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
- Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
Biz aslında oldukça benzeriz.
- We're actually quite similar.
İyi beslenirseniz muhtemelen daha uzun yaşarsınız.
- If you eat well, you're likely to live longer.
Tom ekonominin muhtemelen iyileşeceğini düşündüğünü söyledi.
- Tom said that he thought the economy was likely to get better.
Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel.
- It's likely that Tom did it on purpose.
Böyle bir kazanın tekrar olması muhtemeldir.
- Such an accident is likely to happen again.
Bu neredeyse hiç uygun değil.
- That's hardly likely.
Tom Mary'nin hâlâ evde olduğunun olası olduğunu düşünmüyordu.
- Tom didn't think it was likely that Mary was still at home.
Polisler Tom'un kendisini öldürmüş olma olasılığını düşünmediler.
- The police didn't think it was likely that Tom had killed himself.
Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
- According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
Öyle tuhaf bir şeyin gerçekleşmesi muhtemel değildir.
- Such a strange thing is not likely to happen.
Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.
- We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
Tom muhtemelen mantıklı olacak.
- Tom is likely to be sensible.
Tom muhtemelen mantıklı olacaktır.
- Tom will likely be reasonable.
Muhtemelen hangi takım kazanacaktır?
- Which team is likely to win?
Tom muhtemelen 2.30'dan önce varacaktır.
- Tom is likely to arrive before 2:30.
Bütün ömrümce buna müşabih şey görmedim.
- I haven't seen something similar my whole life.
Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
- You all display similar behavior.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
- In a similar situation, I'd do the same.
Aynı yaklaşımı biz de sürdürüyoruz.
- We too have a similar approach.
The sisters dressed similarly.
... Similarly, at the top layer, we also need to think about ...