Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
One more person will be joining us later.
- Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
He explained later how he made this decision.
- Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
I afterward sold them to enable me to buy R. Burton's Historical Collections.
- Ben sonradan bana R. Burton 'ın Tarihi Koleksiyonlarını satın almamı sağlaması için onları sattım.
I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?
- Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
- Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
- Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
I'll explain afterwards.
- Daha sonra açıklayacağım.
The book was published posthumously.
- Bu kitap, ölümünden sonra yayımlandı.
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
Don't waste your youth, otherwise you'll regret it later.
- Gençliğini boş harcama, aksi durumda daha sonra pişman olursun.
She looked like a teacher, and later I found that she actually is one.
- O bir öğretmene benziyordu ve sonra aslında onun bir öğretmen olduğunu keşfettim.
In the post-War period, up until 1975, Emperor Showa prayed at the Yasukuni Shrine a total of 8 times.
- Savaş sonrası dönemde, İmparator Showa 1975 yılına kadar Yasukuni Tapınağında toplam 8 kez dua etti.
Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
- Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
- Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
Sami was subsequently murdered.
- Sami daha sonra öldürüldü.
Parts of the city looked like a disaster zone following the storm.
- Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları afet alanı gibiydi.
Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
- Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
Since my husband became sick he's lost as much as 20 kilograms and his pants are now baggy.
- Kocam hasta olduktan sonra 20 kilo kadar verdi ve şu anda pantolonu bol geliyor.
Things haven't been the same around here since Tom left.
- Tom gittikten sonra buralarda her şey aynı olmadı.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
There is no telling what will happen next.
- Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
The water pipes froze and then burst.
- Su boruları dondu ve sonra patladı.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
The calm that comes after the storm.
- Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
You need to be more careful from now on.
- Bundan sonra daha dikkatli olmalısın.
You must be careful from now on.
- Bundan sonra dikkatli olmalısın.
The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
- Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
When is the next guided tour?
- Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
I can't remember what happened after that.
- Bundan sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum.
After that, Mike tells Hiroshi to fasten his seat belt.
- Bundan sonra, Mike Hiroshi'ye emniyet kemerini bağlamasını söyler.
Afterwards, he assumed a new identity.
- Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.
If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
- Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
Sami was subsequently murdered.
- Sami daha sonra öldürüldü.
Tom was subsequently arrested.
- Tom daha sonra tutuklandı.
He explained later how he made this decision.
- Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.
Could you call me later?
- Beni daha sonra arar mısınız?
There is no telling what will happen next.
- Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next.
- Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.
Then I'll come again later.
- Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim.
If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
- İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
After that, I left, but then I realized that I forgot my backpack at their house.
- Ondan sonra, ayrıldım ama onların evinde çantamı unuttuğumu fark ettim.
All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave.
- Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.
I never spoke to him after that.
- Ondan sonra onunla asla konuşmadım.
After that, he went home.
- Ondan sonra, o, eve gitti.
After a while, the children settled down.
- Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
I don't know what I'm going to do next.
- Bundan sonra ne yapacağımı bilmiyorum.
Prince Charles will be the next British king.
- Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
Tom became aware that he was no longer alone anymore.
- Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.
I won't talk to you anymore.
- Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
Due to a technical malfunction, this train's service will be henceforth discontinued.
- Teknik bir arıza nedeniyle, bu trenin hizmeti bundan sonra devam etmeyecektir.
What do we do after this?
- Bundan sonra ne yaparız?
What is the next street after this?
- Bundan sonraki cadde nedir?
The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again.
- Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.
The regulation was abolished, but then it was reenacted.
- Düzenleme kaldırıldı ama sonra yeniden yürürlüğe kondu.
Tom got here shortly after 2:30.
- Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.
Tom arrived shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten az sonra geldi.
I am planning to book my flights to Berlin soon after.
- Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.
Soon after, Tom met a young woman named Mary. They married and decided to start a family.
- Biraz sonra, Tom, Mary adındaki genç bir kadınla tanıştı. Onlar aile kurmaya karar verdiler ve evlendiler.
Soon the sound died away.
- Ses biraz sonra kayboldu.
If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
- Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
- Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?
- Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?
Violence increased soon afterward.
- Şiddet daha sonra arttı.
I will telephone you later on.
- Daha sonra sana telefon edeceğim.
I'll explain the matter to you later on.
- Konuyu size daha sonra açıklayacağım.
Tom left the house shortly after Mary left.
- Tom Mary gittikten hemen sonra evden ayrıldı.
The party began shortly after midnight.
- Parti gece yarısından hemen sonra başladı.