Ben senin otoritene meydan okumak istemedim.
- I didn't mean to challenge your authority.
Meydan okumak için hazırım.
- I'm up for the challenge.
Tom bir meydan okuma ile karşı karşıya.
- Tom is facing a challenge.
Tom meydan okumayı kabul etti.
- Tom accepted the challenge.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
İki hamlede, Kasparov meydan okuyucu kontrol edecektir.
- In two moves, Kasparov will check the challenger.
Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.
- Don't challenge someone who has nothing to lose.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Tom benim itirazımı kabul etti.
- Tom accepted my challenge.
İtirazını kabul ediyorum.
- I accept your challenge.