Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazın.
- Please write the answer on this piece of paper.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
- Plain white paper will do.
Onun raporu tatmin edici olmaktan uzaktır.
- His paper is far from satisfactory.
Dün bir rapor teslim ettim.
- I turned in a paper yesterday.
Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
- All you have to do is sign this paper.
Ben atalarımın kim olduğunu bilmiyorum. Bizim evraklar Nuh Tufanı sırasında kayboldu.
- I don't know who my ancestors are. Our papers got lost during the Flood.
Lütfen bana bugünün gazetesini getir.
- Bring me today's paper, please.
O, her sabah gazete okur.
- He reads the paper every morning.
Tom lastik üretimi üzerine çok iyi bir kitap yazdı.
- Tom has written a very good paper on the production of rubber.
Masanın üzerinde bir kitap, bir kalem ve bir kağıt var.
- There's a book, a pencil, and a sheet of paper on the table.
Hiçbir hükümet arazisi kağıt para ile satın alınamıyordu.
- No government land could be bought with paper money.
Daha fazla kağıt para kullanımını girdiği için değeri düştü.
- As more paper money came into use, the value fell.
Ben sadece geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı alırım.
- I only buy toilet paper made from recycled paper.
Bu mendil kağıttan yapılmıştır.
- This handkerchief is made of paper.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.
- Paper, glass and plastic are recyclable materials.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
- The teacher is busy looking over the examination papers.
Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.
- Give me some paper to write on.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
Bir bildiri yazmalıyım.
- I have to write a paper.
Önde gelen bilginler konferansta bildiri sunmaya davet edilmiştir.
- Leading scholars have been invited to present papers at the conference.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
O sınav kağıdını dikkatle gözden geçirdi.
- He revised his exam paper with attention.
Yazıcıya kağıt lazım.
- The printer needs paper.
10 kağıt tabak ne kadar?
- How much do ten paper plates cost?
After they reached an agreement, their staffs papered it up.
to paper the hallway walls.
paper tiger.
paper plane.
A book is made of paper.
- Books are made out of paper.
... simply as a different kind of paper which is on the screen, ...
... likely, because you can publish some useless paper-- ...