Felicja is a native of Katowice.
- Felicja bir Katowice yerlisidir.
Martyna is a native of Wrocław.
- Martyna bir Wrocław yerlisidir.
He married a local girl.
- Yerli bir kadınla evlendi.
Mary is a local girl who made it big.
- Mary çok başarılı olan yerli bir kız.
Most of these products are domestic.
- Bu ürünlerin çoğu yerli.
I prefer to buy domestic rather than foreign products.
- Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
Some indigenous tribes in Brazil are threatened by loggers.
- Brezilya'daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir.
His love for indigenous Mexican art became his downfall.
- Yerli Meksika sanatına olan sevgisi, onun çöküşü oldu.
An American Indian is more properly called a Native American.
- Bir Amerikalı Kızılderili daha uygun bir şekilde Yerli Amerikalı olarak bilinir.
Latin Americans know very little about the history of the indigenous peoples who used to live here several centuries ago.
- Latin Amerikalılar birkaç asır önce burada yaşamış olan yerlilerin geçmişi hakkında çok az şey bilmektedir.
Some indigenous tribes in Brazil are threatened by loggers.
- Brezilya'daki bazı yerli kabileler keresteciler tarafından tehdit edilmektedir.