Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
- Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
Is there any chance of my borrowing your typewriter?
- Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?
Mary does not let her sister borrow her clothes.
- Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
He never borrows nor lends things.
- O, şeyleri asla ödünç almaz ya da vermez.
Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istedin?
Tom wants to borrow your car.
- Tom arabanı ödünç almak istiyorum.
Whose bicycle did you want to borrow?
- Kimin bisikletini ödünç almak istedin?
Tom wants to borrow your car.
- Tom arabanı ödünç almak istiyorum.
Could I borrow your car?
- Arabanı ödünç alabilir miyim?
Mary does not let her sister borrow her clothes.
- Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
I borrowed this comic from his sister.
- Bu komedi filmini onun kız kardeşinden ödünç aldım.
She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
- O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
Is there any chance of my borrowing your typewriter?
- Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?
The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.
- Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.