We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
- Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
We measured the depth of the river.
- Nehrin derinliğini ölçtük.
ׁWe're measuring the depth of the river.
- Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
I wonder how a government would go about measuring gross national happiness.
- Bir hükümetin gayri safi mutluluk ölçme hakkında nasıl hareket edeceğini merak ediyorum.
He wears a 6 gauge earring.
- O bir 6 ölçü küpe takıyor.
This test will gauge your reading comprehension.
- Bu test senin okuma kavrayışını ölçecek.
Moderate exercise is good for your health.
- Ölçülü egzersiz sağlığınız için iyidir.
Taking moderate exercise will do you good.
- Ölçülü egzersiz yapmak size iyi gelecektir.