Tom found himself bewildered.
- Tom kendini şaşkına dönmüş buldu.
Tom seemed bewildered.
- Tom şaşkın görünüyordu.
Tom is now totally confused.
- Tom şimdi tamamen şaşkın.
Tom looks very confused.
- Tom çok şaşkın görünüyor.
Tom still looks puzzled.
- Tom hâlâ şaşkın görünüyor.
Tom was both puzzled and concerned.
- Tom hem şaşkın hem de endişeliydi.
The Russian ambassador was taken aback.
- Rus büyükelçisi şaşkına döndü.
Tom told me he was feeling dizzy.
- Tom bana biraz şaşkın hissettiğini söyledi.
I'm feeling kind of dizzy.
- Şimdi biraz şaşkın hissediyorum.
Tom and Mary exchanged puzzled looks, wondering what the smell was.
- Tom va Mary kokunun ne olduğunu merak ederek şaşkın bakışlarla baktılar.
Tom looks dumbfounded.
- Tom şaşkın görünüyor.
I was totally dumbfounded.
- Tamamen şaşkınlıktan dilim tutuldu.