Bu örümcek inanılmaz derecede agresif.
- This spider is incredibly aggressive.
Tom çok agresif, değil mi?
- Tom is very aggressive, isn't he?
Bana karşı saldırgan bir tavır takındı.
- He assumed an aggressive attitude toward me.
Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.
- He has none of his father's aggressiveness.
Daha atılgan olmaya çalıştım.
- I tried to be more aggressive.
Girişken olmaya çalıştım.
- I tried to be aggressive.
Daha girişken olman gerekiyor.
- You need to be more aggressive.
an aggressive policy, war, person, nation.
... So they offered him aggressive treatment, but they said it's ...
... And we initiated the most aggressive -- what we call ...