Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor.
- Because of his age, my grandfather doesn't hear well.
Bana o masalı anlatan dedemdi.
- It was my grandfather that told me that story.
Büyükbabamla gitmek istemiyorum anne. Beni burada bırak.
- Mom, I don't want to go with Grandpa. Leave me here.
Bill, annesi bir hemşire olmak için eğitim alırken, büyükanne ve büyükbabası ile birlikte yaşamaya gönderildi.
- Bill was sent to live with his grandparents while his mother studied to become a nurse.
Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.
- Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.
Büyükbabasına benziyor.
- He looks like his grandfather.
Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
- Did you see grandpa's wheelchair?
Tom yalnızca dedelerinden birini hatırlayabiliyor.
- Tom can only remember one of his grandparents.
Haftada iki kez büyük babamı ve annemi ziyaret ederim.
- I visit my grandparents twice a week.
Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz.
- We're worried about Grandma and Grandpa.
My grandpa was an archeologist.
- My grandfather was an archaeologist.
Where does your grandpa live?
- Where does your grandfather live?
... own son, her own granddaughter, her own great-great-great grandfather, her own great-great-great grandmother. ...
... You can tell, "My grandfather said that when the elephants didn't show up ...