Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Ken seems to have a terrible cold.
Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
Berbat bir deneyim yaşadım.
- I had a terrible experience.
Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
- Smoking is terrible for your health.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
Tom müthiş bir koçtu.
- Tom was a terrible coach.
O sözcük oyunu müthiştir.
- That pun is terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.