alışveriş yapma

listen to the pronunciation of alışveriş yapma
التركية - الإنجليزية
marketing

Direct marketing is a means of allowing people to shop from home. - Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.

shopping

I have to go shopping; I'll be back in an hour. - Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.

I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York. - New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.

alışveriş yap
{f} shop

I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother. - Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

alışveriş yapmak
buy into
alışveriş yapmak
deal with
alışveriş yap
{f} shopping

Nancy did some shopping on the way. - Nancy yolda biraz alışveriş yaptı.

She didn't go shopping yesterday, did she? - Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

alışveriş yapmak
shop

Tom went downtown to do shopping. - Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.

Tom hates shopping with Mary. - Tom Mary ile birlikte alışveriş yapmaktan nefret ediyor.

Alışveriş yapmak
do shopping
alışveriş yapmak
to do the shopping
alışveriş yapmak
truck
alışveriş yapmak
market
alışveriş yapmak
a) to go shopping b) to trade c) to have dealings (with sb)