an exceptionally talented person, often in a specific field

listen to the pronunciation of an exceptionally talented person, often in a specific field
الإنجليزية - التركية

تعريف an exceptionally talented person, often in a specific field في الإنجليزية التركية القاموس.

star
yıldız

En parlak olanı şu küçük yıldızdır. - That small star is the brightest.

O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi. - Many nights did he spend, looking up at the stars.

star
{f} yıldız olmak
star
baş rolü oynamak
star
star
star
{f} yıldız koy

Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu. - Tom put a star on top of the Christmas tree.

star
talih
star
{f} -in yanına yıldız işareti koymak
star
yıldız koyarak işaret etmek
star
yıldıza ait
star
(Tıp) Yıldız şeklinde organ, yıldız, stella
star
yıldızla işaretli
star
önemli

Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor. - No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.

Daha önemli konular üzerinde odaklanmaya başlayalım. - Let's start focusing on more important matters.

star
{i} sin., tiy., müz. yıldız, star: She's become a movie s(Tarih) Sinema yıldızı oldu
star
başrolde göstermek
star
{f} (belirli bir filmin) yıldızı olmak: This film stars Charlie Chaplin. Bu filmin
star
{i} yıldız,yıldız
star
parlak

Güneş en parlak yıldızdır. - The sun is the brightest star.

En parlak olanı şu küçük yıldızdır. - That small star is the brightest.

star
{f} başrolde oynamak
star
(isim) yıldız, star, şans
الإنجليزية - الإنجليزية
star

His teacher tells us he is a star pupil.