We had to call the locksmith.
- Anahtarcıyı aramak zorundaydık.
John took a key out of his pocket.
- John cebinden bir anahtar çıkardı.
The mayor presented him with the key to the city.
- Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
He was feeling for the light switch in the dark.
- Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
Lucy turned on the light switch.
- Lucy ışık anahtarını açtı.
A wrench is a commonly used tool.
- Bir İngiliz anahtarı, yaygın olarak kullanılan bir araçtır.
Could you pass me that wrench?
- O İngiliz anahtarını bana uzatabilir misin?