Başka sorunuz yoksa, şimdi gitmek istiyorum.
- Unless you have any more questions, I'd like to go now.
Başka sürprizler istemiyorum.
- I don't want any more surprises.
Ben pizzayı spagettiyi sevdiğimden daha çok sevmiyorum.
- I don't like pizza any more than I like spaghetti.
Ben onu onun beni sevdiğinden daha çok sevmiyorum.
- I don't like him any more than he likes me.
Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
- We have to stop him from drinking any more.
Ben bu acıya artık dayanamıyorum.
- I can't stand this pain any more.
Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Tom'u Fransızca çalışmaya ikna etmeye çalışmak için daha fazla zaman harcamak istemedim.
- I didn't want to spend any more time trying to convince Tom to study French.
Biraz daha yersem, hasta olacağım.
- If I eat any more, I'll be sick.
Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.
- We don't need any more volunteers, but we could use some more money.
Artık onu sevmiyorum.
- I don't like him anymore.
Artık onu sevmiyorum.
- I do not love him anymore.
Daha fazla bakma, lütfen!
- Don't look at it anymore, please!
Tom Mary'nin davranışına daha fazla katlanamaz.
- Tom can't put up with Mary's behavior anymore.
Seninle bundan sonra konuşmayacağım.
- I won't talk to you anymore.
Tom bundan sonra artık yalnız olmadığının farkında oldu.
- Tom became aware that he was no longer alone anymore.
He's no longer the wholesome Chamber of Commerce bigshot we used to know in the olden days, Doc, he's bad shit anymore.
They don't make repairable radios any more.
I don't like Braques any more than I like Picasso.
I just misspelled my own name! Could I be any stupider?.
... going to be any more. ...
... Any more? ...