Yakınlarda bir posta kutusu var mı?
- Is there a mailbox near here?
Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- There is a flower shop near by.
Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.
- He was nearly hit by the car while crossing the street.
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
- Excuse me, is there a toilet nearby?
Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
- This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
- The dictionary gathers nearly half a million words.
Bana yaklaşma, soğuk almışım.
- Don't come near me. I have a cold.
Bizim öğretmen yakında yaşıyor.
- Our teacher lives close by.
O oldukça yakında yaşıyor.
- She lives quite close by.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm.
- Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
O kaydı ve neredeyse düşecekti.
- He slipped and nearly fell.
O çift neredeyse her gece içer.
- That couple gets soused nearly every night.
Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk.
- We nearly had an accident when the car brakes jammed.
Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir.
- In America, my schedule is different and unique nearly every day.
Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar.
- Tropical rainforests are located near the equator, where it's almost always warm and wet.