close to; in the vicinity

listen to the pronunciation of close to; in the vicinity
الإنجليزية - التركية

تعريف close to; in the vicinity في الإنجليزية التركية القاموس.

close by
civarında
close by
yanı başında
close by
yakınında
near
yakınlarda

Yakınlarda bir posta kutusu var mı? - Is there a mailbox near here?

Yakınlarda bir çiçek mağazası var. - There is a flower shop near by.

near
az kalsın

Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu. - He was nearly hit by the car while crossing the street.

close by
e yakın
near
yakında

Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı? - Excuse me, is there a toilet nearby?

Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500. - This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.

near
{f} yaklaş

Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar. - The dictionary gathers nearly half a million words.

Bana yaklaşma, soğuk almışım. - Don't come near me. I have a cold.

close by
{e} yanında
close by
yakında

Bizim öğretmen yakında yaşıyor. - Our teacher lives close by.

O oldukça yakında yaşıyor. - She lives quite close by.

close by
{e} çok yakın
close by
-e yakın
near
{s} eli sıkı
near
(sıfat) yakın, samimi, eli sıkı, cimri
near
(zarf) yakın, yakında, yaklaşık olarak, hemen hemen
near
yakınında

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

Dün ben Denizli'ye gittim ve kümesin yakınında bir horoz gördüm. - Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.

near
ne
near
neredeyse

O kaydı ve neredeyse düşecekti. - He slipped and nearly fell.

O çift neredeyse her gece içer. - That couple gets soused nearly every night.

near
sıkı

Araba frenleri sıkıştığında neredeyse bir kaza yapıyorduk. - We nearly had an accident when the car brakes jammed.

near
hemen hemen

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir. - In America, my schedule is different and unique nearly every day.

Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar. - Tropical rainforests are located near the equator, where it's almost always warm and wet.

الإنجليزية - الإنجليزية
{e} near
{e} close by