Attractive women are often thought to be dumb.
- Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
Many Deaf people dislike being thought of as disabled.
- Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
I think he is Mr Brown.
- Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
I think it'll rain today.
- Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
What do you think of the original plan?
- Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
You can't expect me to always think of everything!
- Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
This is different from what I thought.
- Bu düşündüğümden farklı.
She is very thoughtful and patient.
- O çok düşünceli ve sabırlı.
Let's ponder that for a moment.
- Onu bir an için düşünelim.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Tom was probably pondering something.
- Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
- Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
The doctor contemplated the difficult operation.
- Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.
Do you believe that elephants can contemplate life after death?
- Fillerin ölümden sonra hayat düşünebileceklerine inanıyor musunuz?
He meditated for two days before giving his answer.
- Cevabını vermeden önce iki gün boyunca düşündü.
I often meditate on the meaning of life.
- Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
The jury deliberated for three days.
- Jüri üç gün boyunca düşündü.
Do you think that was deliberate?
- Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
I have no idea what that guy is thinking.
- Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.
Tom thought it would be a good idea to see a doctor.
- Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
I'm considering going with them.
- Onlarla gitmeyi düşünüyorum.
She's considering changing her life.
- Hayatını değiştirmeyi düşünüyor.
Tom considered changing his job.
- Tom işini değiştirmeyi düşündü.
It is considered impossible to travel back to the past.
- Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.