تعريف denied في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Bilgisayar) engellendi
- inkar edilmiş
- (Bilgisayar) reddedildi
Senin rican reddedildi.
- Your request is denied.
Tom'un önerisi reddedildi.
- Tom's proposal was denied.
- yalanlanmış
- deny
- inkâr etmek
Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
- There is no denying the fact that smoking is harmful.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
- Denying a quality education to the children of working families is as wrong as denying health care or child care to working families.
- deny
- reddetmek
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
- deny
- yalanlamak
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
- deny
- yadsımak
- denied boarding compensation
- (Turizm) biniş reddi tazminatı
- denied boarding compensation
- (Turizm) uçağa alınmama tazminatı
- denied by
- (Bilgisayar) tarafından engellendi
- denied.
- yalanladı
- deny
- {f} mahrum etmek
- deny
- {f} yoksun bırakmak
- access denied
- (Bilgisayar) erişim engellendi
- access denied
- (Bilgisayar) erişim reddedildi
- deny
- nasip etmemek
- deny
- (Bilgisayar) izin verme
- deny
- (Bilgisayar) reddet
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
- Nobody here is denying that.
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
- Tom knew there was no point in denying it.
- deny
- (Bilgisayar) engelle
- deny
- tekzip etmek
- deny
- danmak
- deny
- tanımamak
- deny
- yoksamak
- deny
- inkar et
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Bunu inkar etmeye çalışma.
- Don't try to deny it.
- deny
- esirgemek
- be denied
- olmak yalanladı
- be denied
- yadsınmak
- deny
- yalanla
- deny
- denyi
- deny
- inkar etme
- deny
- inkar eden
- justice delayed is justice denied
- (Kanun) Geç gelen adalet, adalet değildir
- she flatly denied.
- diye kesin bir dille yalanladı
- access denied
- giriş engellendi
- deny
- (Askeri) Reddetmek, inkar etmek, -den mahrum etmek
- deny
- esirge/inkar et
- deny
- deny oneself feragat etmek
- deny
- imtina etmek kırmak
- deny
- {f} -den yoksun bırakmak, esirgemek, vermemek
- deny
- (Askeri) REDDETMEK, İNKAR, TEKZİP ETMEK, ... DEN MAHRUM ETMEK, ÖNLEMEK, ÖNÜNÜ ALMAK
- limited denied war
- (Askeri) SINIRLI ÖNLENEN SAVAŞ: Bu terim kullanılmamalıdır. Yerine kullanılabilecek başka bir terimde yoktur
- limited denied war
- (Askeri) sınırlı önlenen harp
- logon denied
- (Bilgisayar) oturum açılamaz