التركية - الإنجليزية
تعريف egzersizler في التركية الإنجليزية القاموس.
- Exercises
- exercıses
- egzersiz
- practice
I won't be able to practice.
-Egzersiz yapamayacağım.
- egzersiz
- exercise
Running is good exercise.
-Koşmak iyi egzersizdir.
Walking is good exercise.
-Yürümek iyi egzersizdir.
- egzersiz
- exercises
The food athletes eat is just as important as what kind of exercises they do.
-Sporcuların yedikleri yiyecek tam olarak ne tür egzersizleri yaptıkları kadar önemlidir.
I like to do a few exercises to loosen up before I run.
-Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim.
- egzersiz
- drill
- Egzersiz
- bodywork
- egzersiz
- practice, exercise
- egzersiz
- (bodily or mental) exercise
- egzersiz
- training
- egzersiz
- gym
Tom goes to the local gym to work out.
-Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor
Tom works out in a gym near his house.
-Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
- egzersiz
- setting up exercises
- egzersiz
- exercitation
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف egzersizler في التركية التركية القاموس.
- egzersiz
- İdman, antrenman
- egzersiz
- Alıştırma
- egzersiz
- Alıştırma. İdman, antrenman: "Sabahleyin balkonda nefes egzersizlerini ihmal etmez."- H. Taner
المصطلحات ذات الصلة
egzersizler
الواصلة
eg·zer·siz·lerResimler
المفضلات