en yaşlı

listen to the pronunciation of en yaşlı
التركية - الإنجليزية
eldest

He is the eldest in his class. - O sınıfında en yaşlıdır.

Fatima is the eldest student in our class. - Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.

oldest

My grandmother is the oldest in this town. - Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko. - Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.