Bunun için onu ne kadar övsek azdır.
- We cannot praise him highly enough for this.
Bunun için çok yaşlanıyorum
- I'm getting too old for this.
Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur.
- Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts.
Yardımın için sana çok fazla teşekkür edemeyiz.
- We cannot thank you too much for your help.
Karar vermek size kalmış.
- That's for you to decide.
İyiliğiniz için size minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
İşte senin için bir mektup.
- Here is a letter for you.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Onun için bir gömlek satın aldı.
- She bought a shirt for him.
Bu kitabı okumak benim için kolay.
- It is easy for me to read this book.
Bu benim için çok zordu.
- This is very difficult for me.
run for it.