Gözleri yaşlılık nedeniyle çalışmayı durdurdu.
- His eyes stopped functioning due to old age.
Makine çalışmayı kesti.
- The machine stopped functioning.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
- He's really cute, and so I like working with him.
Onlar yeni binada çalışmaktalar.
- They have been working on the new building.
Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.
- If defective in structure, they are perfect in function.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Bu gereksiz işlevi ne için eklediler?
- What did they add this needless function for?
Böyle görev yapamayız.
- We can't function like this.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
Makineleri çalıştırmaya devam etmeliyiz.
- We have to keep the machines working.
Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.
- When money ceases to have value, the entire system stops working.
Eğer gerçekten bir işe ihtiyacın varsa, niçin Tom için çalışmayı düşünmüyorsun?
- If you really need a job, why don't you consider working for Tom?
O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Ben Manny tarafından yönetilen, veri transferi üzerine çalışan çalışma grubu, 14 Ocak 1999'da bir toplantı yapacak.
- The working group on data transfer, led by Ben Manny, will hold a meeting on Jan 14, 1999.
Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
- Tom currently has ten people working for him.
İşletme mastırımı bitirme üzerinde çalışıyorum.
- I'm working on finishing my MBA.
Şunu halletmek üzerine çalışıyoruz.
- We're working on getting that done.
Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.
- I'm working like crazy to make sure I have enough time.
... come to understand brain functioning better and better. ...
... MR. ROMNEY: I will make sure we don't hurt the functioning of our ' of our marketplace ...