Do you have a return ticket to Japan?
- Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?
We were all anxious for your return.
- Hepimiz senin geri dönüşünden ötürü gergindik.
He has made a turnaround of a hundred and eighty degrees.
- O, yüz seksen derecelik bir geri dönüş yaptı.
Tom had to go back to Boston.
- Tom Boston'a geri dönmek zorunda kaldı.
Tom will go back home soon.
- Tom yakında eve geri dönecek.
Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
I wish I'd get back to my childhood again.
- Keşke tekrar çocukluğuma geri dönsem.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
He is returning to this city.
- O bu şehre geri dönüyor.
The typhoon prevented us from returning to Tokyo.
- Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
After a long absence, he returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
He returned to Japan.
- O, Japonya'ya geri döndü.
After a long absence, he returned home.
- Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.