Dan finished dressing his daughter, Linda.
- Dan kızı Linda'yı giydirmeyi bitirdi.
She wore a green dress.
- Yeşil bir elbise giydi.
Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
- Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
I noticed that she had worn a new hat.
- Onun yeni bir şapka giydiğini fark ettim.
Sally has bought a new dress, but she hasn't worn it yet.
- Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.
Tom didn't have on his shoes.
- Tom ayakkabılarını giymemişti.
What do you have on for tomorrow night?
- Yarın gece için ne giyersin?
He put on his sweater wrong side out.
- O kazağını ters yüz giydi.
Put on a coat. If you don't, you'll catch a cold.
- Üstüne paltonu giy. Giymezsen üşütürsün.
Who's wearing the blue T-shirt?
- Mavi tişörtü kim giyer?
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.