Tom did his best to hide his disappointment.
- Tom hayal kırıklığını gizlemek için elinden geleni yaptı.
You don't have to hide your feelings.
- Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
Poverty does more to bring out the worst in people and conceal the best than anything else in the world.
- Yoksulluk insanlardaki en kötüyü ortaya çıkarmak ve en iyiyi gizlemek için dünyadaki başka her şeyden daha fazlasını yapar.
Tom was wearing a mask to conceal his identity.
- Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.
Fadil went to extremes to cover up his greed.
- Fadıl açgözlülüğünü gizlemek için her yolu denedi.
Tom was wearing a mask to conceal his identity.
- Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.
She wears a veil to hide her wounds.
- O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.
Tom believes that the government wants to hide the truth about aliens.
- Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.
Tom kept his hat on to hide his baldness.
- Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.
You don't have to hide your feelings.
- Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
- Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
He couldn't think where to hide it.
- Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
The sun was hidden in the moon's shadow.
- Güneş ayın gölgesine gizlenmişti.
The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Tom isn't very good at concealing his feelings.
- Tom hislerini gizlemede çok iyi değildir.
He disguised himself as a salesman and visited her house.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.
He makes no disguise of his feelings.
- O hislerini gizlemez.
Tom has done a pretty good job concealing his dissatisfaction.
- Tom memnuniyetsizliğini gizleyen oldukça iyi bir iş yaptı.
Tom isn't very good at concealing the way he really feels.
- Tom gerçekten hissettiği şekli gizlemede çok iyi değildir.
She concealed the fact that she used to be a salesgirl.
- O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti.
Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
- Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
Tom disguised himself as a priest.
- Tom bir rahip olarak kendini gizledi.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
How do you know Tom wasn't hiding something?
- Tom'un bir şey gizlemediğini nasıl biliyorsunuz?
Hiding yourself won't help.
- Kendini gizlemen işe yaramaz.