Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
As businesses failed, workers lost their jobs.
- İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.
There are too many managers and not enough employees.
- Çok sayıda yönetici ve yeterli olmayan işçiler var.
Tom treats his employees generously.
- Tom işçilerine cömert davranır.
I had to make up for three other employees, who were laid off yesterday.
- Dün işten atılan diğer üç işçiyi tazmin etmek zorunda kaldım.
Tom treats his employees generously.
- Tom işçilerine cömert davranır.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
Just then, the workers in the park brought over some small playing cards.
- Tam o sırada parktaki işçiler bazı küçük oyun kartları getirdiler.
The workman died from the explosion.
- İşçi patlamadan dolayı öldü.
I found him to be a good workman.
- Onu iyi bir işçi olarak buldum.
Many men were hired at the factory.
- Fabrikaya birçok işçi alındı.
He also needs many workers.
- Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
The handyman was supposed to arrive at twelve noon, but got stuck in a traffic jam for a few hours.
- İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.
I'm a pretty good handyman.
- Ben oldukça iyi bir işçiyim.
I got dressed early, but the workmen have not yet arrived.
- Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.