Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor.
- Everyone is very welcome, independent of their nationality.
Milliyeti ne olursa olsun herkes uygundur.
- Everyone is eligible regardless of nationality.
Onlar Güney Afrika uyruklular.
- They are of South African nationality.
Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
- You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir.
- Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.
Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Amerika, kendisinin dünyanın en özgür ülkesi olduğundan hoşlanıyor.
- America fancies itself the world's freest nation.
O bir İngiliz vatandaşıydı.
- She was a British national.
Çifte vatandaşlığı seçtim.
- I chose dual nationality.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
The Roma are a nation without a country.
I'm nation sorry for you. -- Mark Twain.