not married

listen to the pronunciation of not married
الإنجليزية - التركية
nikâhsız
single
{i} bekâr

Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim. - I doubt if Tom is single.

Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar! - I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!

single
tek

Gökyüzünde tek bir bulut yok. - There isn't a single cloud in the sky.

Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir. - In Japan almost all roads are single lane.

celibate
s., i. (gen. dini nedenlerden dolayı) evlenmeyen ve cinsel ilişkide bulunmayan (kimse)
single
sağlam
celibate
subay
celibate
bekar

Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir. - Being celibate means that you may only do it with other celibates.

single
bir

Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın! - Get both a phone and internet access in a single package!

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

celibate
{s} dini nedenlerle evlenmeyen
celibate
özellikle dini sebeplerle evlenmeyen
celibate
{i} bekâr kimse
celibate
{i} dini nedenlerle evlenmeyen kimse
celibate
{s} bekâr

Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir. - Being celibate means that you may only do it with other celibates.

single
{s} tek bir

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

Benim tek bir düşmanım yok. - I don't have a single enemy.

single
gidiş bileti
single
yalnız gidi
single
yalın kat
single
iki tarafta yalnız birer rakip bulunan sağlam
الإنجليزية - الإنجليزية
single
unwed
celibate
nonmarried
not married

    الواصلة

    not mar·ried

    التركية النطق

    nät merid

    النطق

    /ˈnät ˈmerēd/ /ˈnɑːt ˈmɛriːd/
المفضلات