Japon Parlementosu bugün Ryoutarou Hashimoto'yu ülkenin 52. başbakanı olarak resmen seçti.
- The Japanese Parliament today officially elected Ryoutarou Hashimoto as the country's 52nd prime minister.
Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Onun resmî iş görevleri nelerdir?
- What are his official job duties?
Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
- Thai is the official language in Thailand.
Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
- He asked the officials to lift the ban.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Tom bir kamu görevlisidir.
- Tom is a public official.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
offical support for disabled students in METU.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...