Gökyüzünde görülen çok sayıda yıldızlar vardı.
- There were several stars to be seen in the sky.
O gün görülen bir dolunaydı.
- It was a full moon that was seen that day.
Tom, Mary'yle görülmek istemiyordu.
- Tom didn't want to be seen with Mary.
Sonuç görülmek için kalır.
- The result remains to be seen.
Son zamanlarda onu görmedim
- I have not seen him lately.
Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Ben camı kırarken görüldüm.
- I was seen to break the window.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.