Şiddetşi yağmurlar nehrin taşmasına neden oldu.
- The heavy rains caused the river to flood.
Yağmurlar ürünü harap etti.
- The rains ruined the harvest.
Sağanak yağışlardan sonra nehir yatağından taştı.
- After the heavy rains, the river overflowed its banks.
Bir haftadan daha fazla bir süredir şiddetli yağışlar vardı.
- They've had heavy rains for over a week.
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
- The meeting was canceled because of the rain.
Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.
- I called a cab, because it was raining.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
- I'll stay if it rains.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
- How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
Yaklaşık bir haftadır yağmur yağmaktadır.
- It's been raining for about a week.
Yağmur yağmak üzere; giysileri getir.
- It's about to rain; bring in the clothes.
Yağmurlu mevsim yaklaşıyor.
- It'll soon be the rainy season.
Sence yağmurlu mevsim bu yıl erken başlayacak mı?
- Do you think the rainy season will set in early this year?
Yağmur mevsimi başladı.
- The rainy season has set in.
Yağmur mevsiminin yakında gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.
- I wonder if the rainy season isn't coming soon.
The rains came early this year.
Bombs rained from the sky.
It will rain today.
The boxer rained punches on his opponent's head.
First of all it was the car breaking down, then the fire in the kitchen and now Mike's accident. It never rains but it pours!.