really, truly, actually, in truth

listen to the pronunciation of really, truly, actually, in truth
الإنجليزية - التركية

تعريف really, truly, actually, in truth في الإنجليزية التركية القاموس.

honestly
valla
honestly
vallahi
honestly
hilesizce
honestly
açık alınla
honestly
doğruyu söylemek gerekirse

Son zamanlarda o öğrenci sınıf disiplinini bozuyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu benim canımı sıkmaya başladı. - Lately that student has been disruptive in class. Honestly it's beginning to worry me.

honestly
aslında

Dürüst olmak gerekirse bu aslında iyi ücretli bir iş değil. - Honestly, this is not a really well-paying job.

Dünyanın İncilin söylediğinden çok daha yaşlı olduğunu düşünüyorum fakat aslında etrafa baktığımda o çok daha genç görünüyor! - I think the world is much older than the Bible tells us, but honestly, when I look around — it looks much younger!

honestly
dürüstçe

Bana dürüstçe Tom'u bir daha asla görmek istemediğini mi söylüyorsun? - Are you honestly telling me you never want to see Tom again?

Dürüstçe yanıtlamalısın. - You must answer honestly.

honestly
gerçekten

O benim en sevdiğim kitabım. Gerçekten okunmaya değer. - That's my favorite book! Honestly! The book is worth reading.

Tom'un burada olacağını gerçekten bilmiyordum. - I honestly didn't know Tom would be here.

honestly
mertçe
honestly
gerçekten/dürüstçe
honestly
dürüst olarak

Dürüst olarak, onun ben olmadığını söyleyebilirim. - I can honestly say it wasn't me.

Ben buna dürüst olarak inanıyorum. - I honestly believe this.

honestly
doğrusu

Doğrusu, her gün oraya arabayla gitmenin taşınmaktan daha iyi olduğunu düşünüyorum. - Honestly, I would think driving there daily is better than moving.

Doğrusu, endişelenecek bir şey yok. - Honestly, there's nothing to worry about.

honestly
sahiden

Tom'un gerçeği söylediğine sahiden inanıyor musun? - Do you honestly believe Tom is telling the truth?

الإنجليزية - الإنجليزية
honestly